TPM, hepimizin değişime karşı geliştirdiği doğal bir tepkiyle karşı karşıyadır. Nitekim, hayatımızdaki herhangi bir değişiklik, her zaman bizim için bir endişe kaynağıdır. TPM, değişimi temsil eder ve her zaman olumlu olmasına rağmen çalışanlar tarafından her zaman böyle karşılanmaz. Bu nedenle, ilk eğitim seanslarında özellikle az eğitimli çalışanlar tarafından oluşan  büyük bir dirençle karşılaşılır.

Bu tutumların üstesinden gelebilmek için, gerekli olan güven ve iyi niyet ortamı yaratılmalıdır. Operatörler, amirler, yöneticiler vb. ile bir iletişim akışı oluşturmak çok önemlidir. Onlara daha iyi bir ekipman ve çalışma ortamı sağlama konusundaki samimi amacınızı gördüklerinde, engellerin çoğu aşılacaktır.

Bazen, ustabaşlarının çok iş yükleri olduğunu düşündükleri için yanındaki çalışanları bırakmak istemediklerini görürüz. Hala, bakım çalışanlarının her şeyle ilgilendiğini düşünürler: Yıllar boyu alışılagelmiş ‘’Ben bozdum – Sen düzelt’’ kuralı. Bakım, artık bir harcama değildir. Bakımı, 21. Yüzyıla ulaşmak için bir anahtar olarak görmeliyiz. Diğer bir deyişle, bir üretim aktivitesi.

Bu zorlukların üstesinden gelmenin önemli bir adımı, insanların bu süreci “değişim” olarak değil, “iyileştirme” olarak görmesini sağlamaktır. Çünkü, herkes iyileşmek ister.

Akılda tutulması gereken diğer değerli kavram ise, bunu “yapılması zorunlu” olarak değil, “başarılı bir etkinliğe katılma fırsatı” olarak gördüklerinden emin olmaktır.

Unutmayın: Kimse emir almak istemez, ancak herkes yardımcı olmak ve başarının bir parçası olmak ister.